Güvenlik kameralarının geçmişi 1940’lara dayanmaktadır. İlk olarak 1942’de Almanya’da Siemens tarafından V-2 roketlerinin test süreçlerini izlemek için kullandı. Bu dönemde güvenlik kameraları yalnızca anlık izleme yapabiliyor, görüntüleri kaydedimiyordu.

1960’lı yıllarda, piyasada ve büyük işletmelerin güvenlik kameraları yaygın olarak kullanılmaya başlandı. Bu kameralar çaydırıcı bir işlev görüyordu ancak kayıt yapma özelliğine sahip değildi. 1970’lerde video kaset (VCR) sonuç sonuçlarıyla, güvenlik kameraları kayıt yapabilir hale geldi ve bu da güvenlik alanında önemli bir adım oldu.

1990’lara gelindiğinde dijital kayıt cihazları (DVR) kullanıma girdi. Dijital kayıt özelliği, görüntü kalitesini artıran güvenlik kameralarını daha etkili hale getirdi. Bu gelişmeyle birlikte güvenlik kameraları, ayrıntıları uzun süre saklayabilir hale geldi

2000’li yıllarda internetin yaygınlaşmasıyla birlikte IP kameralar hayatımıza girdi. Bu kameralar internet üzerinden izlenebilir hale geldi ve uzaktan erişim sağlandı. Böylece kullanıcılar, güvenlik kameralarına akıllı telefon veya bilgisayar aracılığıyla bağlanarak anlık canlı görüntü izlemeye başladılar.

Günümüzde ise güvenlik kameraları yapay zeka ve yüz tanıma gibi ileri teknolojilerle donatılabilir. Hareket algılama, tehdit belirleme ve görüntüleme sistemleri gibi özellikler sayesinde, güvenlik kameraları artık sadece kullanılabilirliği kullanım, güvenlik proaktif bir şekilde sağlama konusunda da önemli bir role sahiptir.